Soru Cevap
Bademcik geniz eti problemleri hangi sağlık sorunlarına yol açar?
Bademcik ve geniz etlerinin büyümesi ve sık iltihaplanması çocuklarda işitme kayıpları, ortodontik bozukluklar, yüz gelişiminde bozukluklar, konuşma bozukluğu, horlama, ağızdan soluma, gece öksürükleri, burun akıntıları gibi problemlere yol açabilmektedir. Bademcik ve geniz eti büyümeleri üst solunum yolunu daraltacak boyuta ulaştığında horlama ve apne dediğimiz uykuda nefessiz kalma gibi ciddi sorunlar başlatır. Ayrıca romatizmal ateş olarak bilinen hastalık A grubu beta hemolitik streptokoklara karşı oluşturulan antikorların yol açtığı bir komplikasyondur. Kalp kapakçıklarında bozukluklara yol açabilmektedir.
Bademcik ve geniz eti ameliyatı geçirenler nelere dikkat etmelidir?
Bademcik ve geniz eti ameliyatı sonrası en çok dikkat edilmesi gereken risk kanamadır. Bu amaçla ebeveynlerin çok dikkatli olması, özellikle ağız ve burundan çok miktarda taze kan gelmesi gibi durumlarda hemen doktoruna başvurması gerekmektedir. Ameliyat sonrası riskleri azaltmak için çocuğun bir kaç gün ağır fiziksel aktivitelerden uzak tutularak dinlendirilmesi. Bir hafta kadar da çok sıcak ve sert yiyeceklerden kaçınılması. Ameliyat sonrası verilecek yemek listesine uyulması ve hastaneden çıkışta verilen reçetedeki ilaçların düzenli kullanılması gerekmektedir.
Bademcik ameliyatı olanlar daha kolay mı hasta olur?
Bademcik ve geniz eti vücudun mikroplara karşı savunmasında rolü olan lenfoid sistemin elemanlarıdır. Bademcik ve geniz eti ameliyatı sonrası bu dokuların yerine görev yapacak çok fazla dokunun vücutta bulunması nedeniyle uzun vadede bağışıklık sisteminde olumsuz bir etki görülmemektedir.
Kulak zarı arkasında sıvı birikimi nasıl tedavi edilir?
Kulakta sıvı birikiminin tedavisi öncelikle ilaç tedavisidir. Üst solunum yolu hastalıkları aynı zamanda tedavi edilir. ilaç tedavisi sırasında hasta takibe alınır. Kontrollerle kulakta sıvı varlığı ve işitme değerlendirilir. Kulakta sıvı birikimi ilaç tedavileri ile düzelmiyorsa kulak tüpü takılması kararı alınır Ã?ocuklarda genel anestezi ile uygulanır. Bu işlem esnasında kulak zarına çok küçük bir delik oluşturularak orta kulaktaki sıvı boşaltılır. Kulak zarı ve orta kulak değerlendirilir. Bazı hastalarda bu işlem bile yeterli olabilmektedir. Bazı hastalarda ise bu aşamadan sonra kulak zarına tüp takılması gerekebilir. Çocuklarda varsa aynı seansta geniz eti de alınabilir.
Kulak zarına tüp takılması ameliyatı hangi durumda ve hangi yaşta yapılabilir?
ilaç tedavisine yanıt vermeyen,uğun işitmesinde ciddi probleme yol açarak dil ve zeka gelişimini azaltmaya başlayan kulakta sıvı birikimlerinin tedavisinde kulak zarına tüp takılması ameliyatı yapılabilir. ideal sonuç için çocuğun en az 3-4 yaşında olması tercih edilir.
Sık sık ortaya çıkan ağız yaralarının nedenleri nelerdir?
Ağız yaralarının ciddi hastalıkların belirtileri olarak dikkate alınmaları gerekir. Ağız yaralarının en sık nedenleri şunlardır: Vitamin ve demir eksikliği, bağışıklık yetmezliği, fiziksel travma, Behçet hastalığı, gıdalar (asitli yiyecekler, sirke, sirkeli soslar, tuzlu, baharatlı, acılı yiyecekler, turşu, çerez ve pek çok kimyasal içeren hazır gıdalar), hormon değişiklikleri, Helikobakter Pilori adıyla bilinen mide mikrobu, yiyecek alerjileri, stres ve kaygı, sigara içmek.
Reflü ne demektir?
Herhangi bir nedenle mide içeriğinin yukarı kaçması durumunda reflü gerçekleşmiş olur. iki türlü reflü vardır. Gastroözofageal reflü (mide reflüsü) â?? mide içeriğinin yemek borusunun alt kısmına kaçması Laringofaringeal reflü (boğaz reflüsü) â?? mide içerinin boğaza, genize ve ses tellerine kaçışı Yemek borusunun alt kısmı mideden salgılanan asit ve sindirim enzimlerine kısmen de olsa dayanaklıdır. Mide içeriğinin gün içinde 20-30 defaya kadar yemek borusunun alt kısmına kaçması neredeyse normaldir. Boğaz mide asidi ve sindirim enzimlerine dayanaksız olduğundan bu içeriğin boğaza temas etmesi boğazda ses tellerinde ve yemek borusunun girişinde ödem ve salgıların artmasına neden olur.
Yemek yerken çenemin altında ağrılı şişlik oluşmasının nedeni nedir?
Tükürük bezi taşlarına ilişkin şikâyetler taşın yerine, tıkanıklığın dercesine, tükürük salgı hızına ve bez dokusunda iltihap olup olmamasına göre değişir. Tipik yakınma, özellikle limon gibi tükürük salgısını arttıran bir yiyecek yenildiğinde aniden taşın olduğu bezde, yani çene altında, dilaltında ya da kulak önünde ani şişme ve ağrıdır. Kanalda tam bir tıkanma yoksa söz konusu şişlik bir iki saat içinde ortadan kalkar. Sonra tekrar tükürük bezini uyaran bir yiyecek yenildiğinde şikayet yeniden ortaya çıkar.
Tükürük bezi taşı nasıl tedavi edilir?
Tedavide taşla birlikte akut bakteriyel bir enfeksiyon varsa öncelikle söz konusu enfeksiyon antibiyotikler, antienflamatuvar ilaçlar ve sıvı alımının arttırılmasıyla tedavi edilir. Tükürük bezi taşlarının klasik tedavisi, açık cerrahi yöntemlerdir. Çene altı tükürük bezi kanalının içindeki taşlar ağız içindeki kanal ağzına yakınsa, ağız içinden çıkarılabilir. Ancak günümüzde siyalendoskopi tükürük bezi taşlarının tedavisinde yeni bir seçenektir.
Atrofik glossit nedir, nedenleri nelerdir?
Atrofik glossit dil yapisinda bulunan papillarda (dil yüzeyinizde bulunan küçük çıkıntılar) atrofiye yol açan dilin enflamatuar bir hastalığıdır. Bu hastalıkta dil düzgün yüzeyli kırmızı görünür. Atrofik glossit nedenleri: Beslenme yetersizliği (demir eksikliği, düşük B12 ve folik asit seviyeleri ve vitamin eksiklikleri), kuru ağız, Sjögren sendromu, ağızda mantar enfeksiyonu)
Horlama nedir?
Horlama, nefes alma sırasında havanın dar bir alandan geçerken, çevresindeki yumuşak dokuların titreşimiyle ortaya çıkan sestir. Darlık arttıkça doğal olarak horlama da şiddetlenecektir. Horlamayı oluşturan darlık, sanılanın aksine sadece burundaki bir patolojiyle değil, genellikle üst solunum yolunun dil arkasında ve yutak çevresindeki bölümünün daralmasıyla ilişkilidir.
Alerjim neye karşı nasıl öğrenebilirim?
lerjim neye karşı nasıl öğrenebilirim? Cilt ve kan testleriyle neye karşı alerjik reaksiyon geliştiği öğrenilebilir. nel olarak iki tip cilt alerji testi yapılmaktadır. Prick testi cildin üst tabakasına alerjen içeren sıvının damlatılması sonrası çok ince uçlu lansetlerin batırılmasıyla yapılır. Intradermal yani cilt içi testte ise alerjenin çok az bir miktarı (0.01-0.02 mL) cildin dermis denilen alt tabakasına iğne ile verilir. Cilt testleri alerji teşhisinde hızlı, güvenilir ve pratik birer tanı aracıdırlar. Ancak pozitif sonuçlanan bir test her zaman sizde alerji olduğunun göstergesi değildir. Klinik belirtilerin da eşlik ediyor olması gerekmektedir. Cilt testleri haricinde kan tahliliyle bakılan Spesifik IgE ve Total serum IgE analizi testleri de vardır. Cilt testlerine göre acısız bir yöntem olmasına rağmen duyarlılığı daha azdır ve daha pahalıdır.
Burundaki alerjim akciğerime yayılarak astıma dönüşür mü?
Burundaki alerjisi olan ya da alerjik astımı olan hastalarda diğerinin görülme sıklığı daha fazla izlenmektedir, ancak alerjik burun hastalığının yayılarak akciğerlerde astıma dönüşmesi gibi bir durum izlenmemektedir.
Alerji nasıl tedavi edilir?
Alerjik rinitin tedavisinde bulguları tetikleyen alerjenlerden kaçınma ve ilaç tedavisi esastır. Birçok hastanın şikâyetleri bu şekilde kontrol altına alınabilir. En sık kullanılan ilaçlar; allerjenlerin etkisini azaltan antihistaminikler ve kortizon içeren burun spreyleridir. Spreylerde bulunan kortizon sadece burun bölgesine uygulandığından sistemik yan etkisi yok denecek kadar azdır. Burun yıkama gibi tedaviye yardımcı önlemlerin de faydası vardır. ilaç tedavisi yanında etkinliği kanıtlanmış diğer bir tedavi alerjen ile aşı tedavisi (immünoterapi) dir. Bu tedavide artan dozlarla vücuda allerjen maddeler verilmekte ve vücudun bu maddelere karşı duyarsızlaşması amaçlanmaktadır.
Alerji ilaçlarının yan etkileri var mı? Bu yan etkilerden nasıl kurtulabilirim?
Alerjenin vücutta yarattığı reaksiyonu azaltan antihistaminik gibi ilaçların temel yan etkileri ağız kuruluğu ve özellikle uykuya eğilimdir. Bu sebepten bu ilaçları kullanırken bol sıvı alınması ve gece uykusuna yakın saatlerde alınması önerilir. Kortizon içeren burun spreylerinin sistemik yan etkileri son derece nadir görülmesine rağmen özellikle yanlış kullanım şekline bağlı olarak burunda kanama ve kurumalar olabilir. Bunun önüne geçmek için spreyleri burun içine soktuktan sonra yanaklara yöneltip ilacı sıkmak faydalı olacaktır. |
Alerjili hasta nasıl beslenmelidir?
Her besinin alerjik reaksiyonlara neden olması mümkün olmakla birlikte tüm alerjik besin reaksiyonlarının % 90'ından 8 temel besin sorumlu oluyor. Bunlar süt, yumurta, yerfıstığı, soya, buğday, ağaç fıstıkları (ceviz, badem, Antep fıstığı, vs), balık ve kabuklu deniz hayvanlarıdır.
Kötü huylu tümörlerde sadece tümörün çıkarılması yeterli midir?
- Kulak Burun Boğaz ile ilgili kötü huylu tümörlerde tümörün tamamının, çevresinde bir miktar sağlam dokuyla beraber çıkarılması en asgari gerekliliktir. Ancak bu her zaman tek başına yeterli olamayabilir. Kulak burun boğaz tümörleri uzak metastazlar yerine lenf yollarıyla bölgesel yayılımla karakterize tümörlerdir ve çoğu kulak burun boğaz kanserinde tümörle beraber boyundaki lenf bezlerinin de temizlenmesi gerekebilmektedir.
Gırtlak kanseri nedeniyle ameliyat olan bir hastanın boğazında kalıcı delik olur mu?
Gırtlak kanseri erken evrede tedavi edildiğinde gırtlağın büyük kısmı korunur ve mükemmele yakın bir ses elde edilebilir. Bunun yanında çok ileri evrelerde gırtlağı korumak her zaman mümkün olamayabilir ve gırtlağın tamamının alınması gerekebilir. Bu durumda, yani gırtlağının tamamı alınan hastada üst solunum yolunun devamlılığı bozulduğundan hasta boğaza açılan kalıcı bir delik vasıtasıyla nefes almak zorunda kalır.
Gırtlak kanseri nedeniyle ameliyat olan bir hasta bir daha konuşamaz mı?
Gırtlak kanserinin erken evre ameliyatlarını gırtlakta sadece hastalıklı ses teli kısmının alınması, gırtlağın dikey ya da yatay eksende kısmi olarak alınması oluşturur. Bu hastalarda ameliyatta alınan doku miktarı arttıkça bozulmakla beraber her zaman hastalarda konuşma fonksiyonları korunmaktadır. Diğer bir deyişle ses performansı azalsa da mutlaka korunmaktadır. Bunun yanında ileri evrelerde gırtlağın tamamının alındığı hastalarda ana ses organı olan gırtlak ve ses telleri alınıp soluk borusu boyuna açılmakta hastanın doğal ve klasik yollarla ses çıkarması ve konuşması kaybolmaktadır, ancak bu hastalarda dahi gerek yemek borusu yoluyla konuşma rehabilitasyonlarıyla, gerek ek cerrahi müdahalelerle, gerek konuşma protezleri ve elektrolarinks gibi cihazlarla da olsa bir şekilde hastaya konuşma yeteneğini yeniden kazandırmak mümkündür. Yani gırtlak kanseri sonrası her hasta mutlaka bir şekilde konuşabilir, sosyal iletişimini sürdürmeye devam edebilir.
Geniz tümörlerinin bulguları nelerdir?
Nazofarenks, boğazın burun boşluğuna açılan kısmıdır. En üstte yer alması nedeniyle "üst yutak" veya halk arasında "geniz" olarak bilinir. Kafa tabanında konumlanır ve önde buruna, aşağıda boğaza, her iki yanında ise östaki tüpü ile orta kulağa uzanır. Bu bölgede oluşan kanserlere "nazofarenks kanserleri" denir. Geniz tümörleri, bulunduğu bölge itibariyle özel bulgular vermez; ancak kitlenin etkileri kulakta (örneğin, üstaki tüpü ağzının kitle tarafından tıkanmasıyla kulakta işitme azlığı, tıkanıklık hissi) ve burunda (tek taraflı burun tıkanıklığı, kanlı burun akıntısı) gözlenebilir. Ayrıca, bazen tek bulgu boyunda ele gelen bir şişlik veya çift görme olabilir.
Geniz tümörleri nasıl tedavi edilmektedir?
Bu bölge komşulukları itibariyle cerrahiye uygun değildir. Bu nedenle geniz tümörlerinde standart tedavi yöntemi cerrahi değil ışın tedavisidir. Hem geniz bölgesi, hem de tanı anında boyunda lenf bezlerine yayılım yaklaşık %70 oranında görüldüğünden boyun da ışın tedavisi alanı içine dahil edilmektedir. Son yıllarda ışın tedavisi ile birlikte ilaç tedavisi(Kemoterapi) de tedavide kullanılmaktadır.
Kulak memesi altında büyümekte olan bir kitle önemli midir?
Vücudumuzdaki ana tükürük bezleri, tıp dilinde majör tükürük bezleri olarak da adlandırılan kulak önü (parotis), çene altı (submandibuler) ve dilaltı (sublingual) tükürük bezleridir. Tükürük bezi tümörlerinde tanıda önce hastanın şikâyetleri dinlenir. Tipik olarak iyi huylu tükürük bezi tümörü, en sık yerleştiği kulak önü tükürük bezinde yavaş yavaş büyür. Genellikle hastanın kulak memesi altında ya da önünde hareket edebilen bir topak olarak hissedilir ve ağrı yapmaz. Bazen hastalar söz konusu kitleyi fark eder etmez başvurur, bazen de birkaç yıl boyunca iyice büyümesine izin verip kozmetik bir sorun yaratınca hekime gelirler. Kötü huylu tümörler ise daha hızlı büyürler, bunlar sert, ellediğimizde hareket yeteneği az ya da hiç hareket etmeyen kitleler olarak karşımıza çıkabilirler. Bu nedenle kulak memesi çevresinde giderek büyüyen bir kitle fark edildiğinde bir Kulak Burun Boğaz uzmanına başvurulması önerilir.
Kulak çınlaması bir tümörün bulgusu olabilir mi?
Kulak çınlamasının birçok sebebi mevcuttur. Kesin mekanizmaları hala tam olarak anlaşılamamıştır. Sık görülen sebepleri arasında kulak kiri, ani işitme kaybı, Meniere hastalığı (iç kulakta basınç artışı), gürültüye bağlı işitme kayıpları, yaşlılığa bağlı işitme kayıpları, kalıtsal iç kulak hastalıkları, kafa travmaları, kulağa zararlı ilaç kullanımları (bazı antibiyotikler, kemoterapi ilaçları, aspirin, kinin, diüretikler), otoskleroz (orta kulak kemikçiklerinin kireçlenmesi), kardiyovasküler hastalıklar, santral sinir sistemi hastalıkları, metabolik hastalıklar tinnitusun tespit edilebilen sebepleri olarak sayılabilir. Ayrıca çok nadir olarak işitme ve denge sinirine ait tümörlerde de çınlama görülebilmektedir. Detaylı kulak burun boğaz muayenesine ek olarak şüphe halinde doktorunuz tarafından istenecek odyolojik ve radyolojik (MR ve Tomografi) tetkiklerle kolayca tanısı konmakta ve tedavisi düzenlenebilmektedir.
Burun kanaması bir tümörün bulgusu olabilir mi?
Çoğu burun kanaması, burun ön bölümünde bulunan kılcal bir damarın çatlaması nedeniyle tek taraflı olur. Kanamaların çoğunluğunu bu tip kanamalar oluşturur. Sıklıkla kuru iklimlerde veya kış aylarında kuru ve sıcak oda havası nedeniyle burun içini kaplayan mukozanın kuruması sonucunda oluşan kabuklanmalar ile olur. Bu tip kanamalar genellikler tek taraflı bazen iki taraflı da olabilir. Bu tip kanamalarda kanamanın kontrolü kolaydır, kendiliğinden bile durabilir. Arka burun kanamaları, sıklıkla orta ve ileri yaşlarda ve özellikle hipertansiyon hastalığı olanlarda görülür ve şiddeti burun ön kanamalarına göre daha fazladır Bunun dışındaki burun kanaması sebepleri; kaşıntıya yol açan alerji, enfeksiyon veya kuruluk durumlarında burnun karıştırılması. Üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle, grip, sinüzit gibi enfeksiyonlar Kuvvetli burun sümkürme sonucu yaşlı veya genç hastalarda burun damarlarının çatlaması, buruna sıkılan kortizonlu ilaçlar, kokain kullanımı, buruna darbe alınması, burun kırıkları, yüz ve kafatası kırıkları, Burundaki kıkırdak ve kemik eğrilikleri sayılabilir. Burun, burun boşlukları ve genzin iyi ve kötü huylu tümörleri de yoğun burun kanamalarına neden olmaktadır. Bu tür hastalarda burun kanamaları genellikle tek taraflıdır. Kanamalar yanı sıra sürekli tek taraflı kötü kokulu akıntı da görülmektedir.
Burun estetiği operasyonu burun tıkanıklığımı giderir mi?
Burun estetiği ameliyatı esnasında burun içi de ayrıntılı olarak değerlendirilir. Burun bölmesi kıkırdağı burun dışını şekillendirmek için kullanıldığından burun bölmesindeki eğrilikler gibi tıkanıklık yaratan sebepler burun bölmesi kıkırdağı alınırken giderilir. Bunun haricinde kronik sinüzit, burun etlerinde (konka) büyüme gibi ek problemleri de varsa aynı seansta giderilir.
Burun estetiği ameliyatının başarısını etkileyen faktörler nelerdir?
Burun yüzün tam ortasında bulunur ve yüzün estetik görünümünün önemli bir parçasıdır. Burunla ilgili problemler kişiden kişiye farklıdır ve genellikle kişinin yüz yapısına özeldir. Bu yüzden burun estetiği ameliyatı da kişiye ve yüze özel tasarlanarak yapılmalıdır. Hastaların ameliyat olmadan önce fotoğrafları çekilerek burun ve yüz analizlerinin doğru bir şekilde yapılması gerekmektedir. Bütün bu ameliyat öncesi doğru planlamanın amacı hastanın yüzüne, cinsiyetine, beklentisine uygun, sağlıklı nefes alabildiği güzel bir buruna kavuşmasıdır.
Burun estetiği ameliyatı öncesi ve sonrası hastaların uyması gereken kurallar nelerdir?
Burun estetiği sonrası yüzde morarma ve şişme her ameliyatın sonrasında az veya çok görülür. Ameliyat sonrası yaklaşık 48 saat boyunca aralıklı buz uygulaması yapılır bu esnada hasta başı dik pozisyonda yatmalıdır. Nihayetinde oluşan şişlik ve morluk çoğunlukla 7-10. gün geçmiş olur. Ameliyat sonrası uzun bir süre yakın temas sporlarından kaçınılmalı, mümkün mertebe burun darbelere karşı muhafaza edilmelidir. Ameliyat sonrası bir aya kadar devam eden burun içi kabuklanma için tuzlu su solüsyonları ve nemlendirici spreyler önerilmektedir. Yaz dönemi ameliyat olan hastaların en az 3 ay boyunca direkt güneş ışığından uzak durmaları ve güneşten korunmak için şapka ve yüksek faktörlü güneş kremleri kullanmaları gerekmektedir. Burun estetiği ameliyatı sonrası 6 ay boyunca gözlük kullanmaktan sakınılmalıdır.
Burun estetiği ameliyatında burnumu şekillendirirken nelere dikkat ediyorlar?
Burunla ilgili problemler kişiden kişiye çok farklıdır ve genellikle kişiye ve yüz yapısına özeldir. Her burun yapısı ve yüz yapısının farklı olmasından dolayı rinoplasti (burun estetiği) ameliyatı da kişiye ve yüze özel tasarlanarak yapılmalıdır.
Burun estetiği ameliyatı sonrası hastaların uyması gereken kurallar nelerdir?
Ameliyat sonrası genellikle burun içine yerleştirilen tamponlar, doktorunuzun kararına bağlı olarak ortalama 2-7 gün arasında alınır. Yeniden şekillendiren burun şeklini desteklemesi için burun sırtına alüminyum plaka ya da alçı uygulanır ve 1. hafta alınır. Açık teknikle yapılan ameliyatlarda burun ön kısıma atılan dikişler 7. gün alınır. Ameliyat sonrası 24 saat göz etrafına buz uygulaması, saatte ortalama 20 dk şeklinde uygulanır. Göz etrafındaki şişlik ve morluk 1. hafta sonunda çoğunlukla geçmiş olur ancak bu süre 2 haftaya kadarda uzayabilmektedir.